Kızılırmak Kıyıları şiirinin tahlili Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın en beğenilen şiirlerinden biridir.
Kızılırmak Kıyıları
Kardaş ,senin dediklerin yok,
Halay çekilen toprak bu toprak değil.
Çık hele Anadoluya,
Kamyonlarla gel , kağnılarla gel gayrı ,O Kadar uzak değil.
Çamı bitmiş , kavağı azalmış ,
Gamla örtülü bayırlar , çıplak değil.
Yedi ay kıştan sonra,
Yeşeren senin yaşamandır,
Yaprak değil.
Yersin , içersin ,sofrasından , üç yüz senedir,
Kuvvetlisin ama , kuvvet hak değil,
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan,
Mevsimler soğumuş , sular azalmış,
Buğday , Selçuklulardan kalan başak değil.
Parça parça yayılmış öküz ardında ,
Parmağı üç pâre , tırnağı ak değil.
Utanır elin ayağın,
Korkarsın yakından görsen,
Eli el değil , ayağı ayak değil.
Gün doğar , tarla kuşları uuşurlar,
Ağır bir aydınlık , bildiğin şafak değil.
Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna.
Uyandırmazsan
Uyanacak değil.
Dertle ,sefaletle yüklü ,
Siyah leşlerle kararmış , berrak değil.
Çağlayan ne?
Akan kim?
Kızılırmak değil.
Kardaş , görmüyorum ama hâlâ duyabiliyorum,
Geçmiş zamanlar geleceklerden parlak değil
Vakte şehadet edercesine yükselmiş,
Akşam parıltısından ,bütün zaferler üzerine,
Dağlar dalgalanmakta ,bayrak değil.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Okuduğunuz bu şiir , yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş ; sert tabiat şartlarıyla mücadele eden , gözlerden uzak bir coğrafyayı ve burada yaşayıp kendi yağıyla kavrulan insanları konu edinmiştir.
Uzaklardan bakınca şenlik ve bolluk içinde , mutlu me’sut insanların yaşadığı zannedilen bu topraklar aslında yokluk ve sefaletin hüküm sürdüğü bir yer.
Ulaşım zor ; otobüsle değil kamyonla,kağnıyla yolculuk yapabilirsin.Dağlarında ,ovalarında ağaç kalmamış.Uçsuz bucaksız buğday tarlaları verimli değil,insanların elleri çalışmaktan parça parça yarılmış.Bu yüzden çileli insanların yaşamakta.
Bu şiir böyle duygulara hitap ettiği için lirik şiirdir.Serbest nazımla yazılmıştır. Sade bir dili vardır.

Bunlar da dikkatinizi çekebilir: