Destan aşık edebiyatı

Destan aşık edebiyatı

Aşık edebiyatındaki destanlar anonim olmayan , şairleri bilinen destanlardır. Bu destanları İslamiyet öncesi ve sonrasına ait , yüzyıllar içinde sözlü gelenekle nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşan doğal destanlarla karıştırmamak gerekir.

Aşık tarzındaki destanların genel özellikleri şunlardır:

1.Şairleri bellidir.

2.Daha çok 11’li hece ölçüsüyle söylenir. 8’li olanları da vardır.

3.Nazım birimi dörtlük olup dörtlük sayısında kısıtlama yoktur.

4.Son dörtlükte şairin mahlası geçer.

5.Kahramanlıktan kıtlığa, yangından sele hemen her konuda söylenir.


DESTAN


Yine baş kaldırdı Moskof kralı
Kaçma kâfir sana meydanımız var
Seninle eyleriz ceng-ü- cidâli
Bu yolda ölecek kurbanımız var .

Kaldırdı bu yüzden Sultan Ahmed Han
Çağrıldı Ocaklı eyledi dîvan
Saf saf olup cümle geldiler heman
Dediler : uğ(u)runa bir canımız var .

Dağıldı fermanlar kûşe-i- çâr’e
Turnacılar çıktı yüzbin serdâre
Yüz çavuş doksan atlı çıktı aşkâre
Kan saçar bir sâhib – kıran’mız var.

Açılup al, yeşil bayrak düzüldü
Her diyârdan serdengeçti yazıldı
Boşandı aç kurtlar, bendi çözüldü
Ağzını açmışlar arslanımız var.

Kalktılar lağamcı, topçu, cebeci
Düzmüş askerini eyler çarhacı
Yıkarlar başına tahtın, taci
Tâ Kızıl Elma’da nişanımız var.

Sipâhi ağalar kalktı yürüdü
Yer götürmez atlı cenkçi bürüdü
Binbaşılar çekdi Aşiret Kürdü
Nice bin mızraklı toğanımız var .

Bunca seyir seyrân bin paşa hâzır
Kırkdört üçer tuğlu, şöhretli vezir
Sancâğ-ı şerifin rehberi yârdir
Resûl-i- Kibriyâ burhânımız var.

Donanmay-ı hümâyûn gezer deryâda
Kalyoncu askeri hazır, âmâde
Yelken üzerinde, sancak küşâde
Kulların umûrun koyanımız var .

Boşnak, Arnavut hiç gelmez hesaba
Tatar Han. askeri dönmü kasaba
Yakarlar ülkeni, olur harâbe
Oklar atar bunca kemânımız var.

Yedi Kral kalksa bozulur ırz
İslâm’a yardımcı Mevlâ’mın fevzi
Seferdir şühedâ menzili, Ravzî
Bu yola ser fedâ, imânımız var.

Yukarıdaki destan 18.yüzyıl halk şairlerinden Aşık Ravzî’ye aittir. Ravzî hakkında fazla bilgimiz yoktur. Onun hakkında aşağıdaki destan bağlamında Fuat Köprülü aynen şöyle demektedir:

” Eldeki tarihî ve edebî kaynakların kifayetsizliğinden dolayı , XVIII. asır saz şairlerinin zamanını da , ekseriyetle, yazdıkları tarihî destanlar sâyesinde tâyin kabil olabiliyor. Meselâ R a v z î’nin III. A h m e d devrinde yaşamış olduğunu, bu pâdişâh devrinde Ruslar’la yapılan harbe dâir yazdığı bir destandan anlıyoruz. Destanın, muhtelif safhalara ayrılan bu uzun harbin hangi safhasına, yâni 1711 Falksen Musâlâhasiyle biten muvaffakiyetli safhaya mı , yoksa 1713 Edirne Muâhedesiyle biten ikinci safhaya mı âit olduğunu kat’iyyetle anlayamıyoruz. XVII. asır sonlarında yaşamış olan bu şairin başka eserleri elimizde olmadığı cihetle, hakkında edebî bir mutâlea yürütmeye şimdilik imkân yoktur.”

Yine Ravzî hakkında : Sa’deddin Nüzhet, Halk şairleri, Birinci Kitap, İstanbul, 1927 adlı esere bakılabilir.

Destan aşık edebiyatı

Yorum yapın